Kaz Dağı Kimin? Bir İzmirli’nin Komik ve Derin Düşünceleriyle
İzmir’de Bir Genç Yetişkinin Kaz Dağı Macerası
Merhaba, ben 25 yaşında, İzmir’de yaşayan, arkadaş ortamında sürekli espri yapan ama içten içe her şeyi fazlasıyla düşünen, biraz da melankolik bir genç yetişkinim. Tam bir “Öyleysen Zaten” modeliyim, yani dışarıdan bakınca her şey çok eğlenceli, çok rahat ama içinde fazlasıyla felsefi sorular barındıran bir insanım. Şimdi size Kaz Dağı’nın kimin olduğunu sorgularken yaşadığım bir günün mizahi bir kesitini sunacağım.
Kaz Dağı, Senin Mi, Benim Mi?
Düşünsenize, bir gün bir arkadaşım “Kaz Dağı kimin?” diye soruyor. Hemen şöyle düşündüm: “Ne alaka?” Çünkü Kaz Dağı, bir dağ, yani kimseye ait olamaz ki. Ama sonra, içimdeki derin felsefi düşünür çıkıyor ve şu an kendime bir soru soruyorum: “Kaz Dağı, kimin olabilir ki?”
Hadi, ben bu soruya ciddi bir şekilde yaklaşmak istiyorum ama arkadaşımın yüzündeki meraklı bakışla komik bir yanıt veriyorum:
Ben: “Bilmiyorum ya, herhalde Kaz Dağı’nın kendisi sahiplenmiştir artık. Dağlar bu tür işleri pek seviyor, hani kimse müdahale etmesin diye biraz sahiplenir gibi olur ama aslında özgürdürler ya.”
Arkadaşım: “Ciddi misin? Sen de kendi dağını bulmuşsun, herhalde…”
İçimden “Evet, kendi dağımı buldum, çok derin” diyerek bir yandan gülüyorum, ama bir yandan da şunu düşünüyorum: “Kaz Dağı kimin? Gerçekten de birinin malı mı olmalı?” Çünkü işin felsefi tarafı burada devreye giriyor. Dağlar, insanlardan bağımsız, özgür varlıklardır. İnsanlar sürekli sahiplenme peşinde, sanki bir şeyin sahibi olmak insanın kimliğini şekillendiriyormuş gibi! Ama Kaz Dağı, kendi başına bir dünyadır ve kimseye ait olamaz.
Bir Kaz Dağı, Bir Efsane
Kaz Dağı hakkında duyduğum ilk şey, “Efsane dağ” oldu. Herkes Kaz Dağı’ndan bahsederken bir hikâye anlatmaya başlar: “Kaz Dağı’nda şöyle bir şey oldu, böyle bir şey oldu”… Ama ne kadar büyüleyici bir manzara var! Gözünüzü ne zaman Kaz Dağı’na dikip baksanız, bir parça huzur buluyorsunuz. Ama bu huzur bir yanda, diğeri yanda.
İç Sesim: “Kaz Dağı kimin? Bu dağ çok mu özel? Herkes neden peşinden koşuyor? Ben neden hiçbir zaman burayı keşfetmedim?”
İç Sesim 2: “Vallahi ben de bilmiyorum, işte bu dağ bize başka bir şey anlatıyor… Belki de oraya gidip bakmalısın!”
Açıkçası, Kaz Dağı’na gitmedim, ama bir gün gitmeyi planlıyorum. Belki de “Kaz Dağı kimin?” sorusunun cevabını orada bulurum. Kim bilir?
İzmirli Bir Genç İçin Kaz Dağı’na Giden Yol
Bunu yazarken kendime şöyle bir düşündüm, gerçekten Kaz Dağı’na gittiğimde ne yapacağım? Bir gün, belki de büyük bir yolculuğa çıkıp Kaz Dağı’na gideceğim ama yol boyunca kafamda “Kaz Dağı kimin?” sorusu dönüp duracak.
Örneğin, 3 saatlik yolculuk boyunca şu sahneye denk geliyorum:
Ben: “Kaz Dağı kimin?”
Sürücü: “Kaz Dağı, Kaz Dağı, Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri. Hadi ama, hızlıca gitme… Kaz Dağı’nı görün, oraya bir sahip çıkarız!”
Ben (iç sesimle): “Yine sahiplik. Neyse ki insanları eğlendirecek kadar espriliyim!”
Fakat bir noktada yolculuğa o kadar kaptırmışım ki, Kaz Dağı’na yaklaştıkça hissettiğim huzurun kaybolmaya başladığını fark ediyorum. Kafamda bu soruyu sürekli soruyorum: “Kaz Dağı kimin? Herkes neden sahipleniyor?” Huzur diye bir şey var mı?
Kaz Dağı Kimin? Derin Düşünceler ve Gülüşler
O kadar çok şey düşünmeye başladım ki, sonunda şunu fark ettim: Kaz Dağı, kimseye ait olamaz, çünkü her bir insan Kaz Dağı’na farklı bir anlam yükler. Birinin gözünde bu dağ doğanın en güzel eseri olabilirken, diğerinin gözünde “sadece bir dağ” olabilir. Bu yüzden “Kaz Dağı kimin?” sorusu sorulmaya değer bir soru, çünkü cevabını yalnızca içsel bir huzurla bulabilirsin.
Evet, Kaz Dağı’nın kimin olduğu, aslında bizim bu dünyadaki algımızın ve değer yargılarımızın bir yansımasıdır. Bunu fark ettikten sonra, biraz daha rahatladım. Yani, işin sonunda Kaz Dağı kimseye ait değil!
Sonuçta Kaz Dağı Kimin?
Kaz Dağı, bildiğimiz anlamda kimseye ait değil. Bir efsane, bir dağ, bir doğa harikası olarak herkesin gönlünde farklı bir yer edinmiş. Ama ben, 25 yaşında bir İzmirli olarak bu konuda en doğru cevabı verebilirim: “Kaz Dağı, aslında hepimizin.” Çünkü onu deneyimleyen her kişi, kendi hayatında farklı bir anlam çıkarır, kendi huzurunu orada bulur.
Kaz Dağı, kimin olduğunu sorgularken kendi iç yolculuğumuza çıkıyoruz. Belki de bu kadar derin düşünmemin nedeni, sırf Kaz Dağı’nın insanlara ne kattığını merak etmek değil, aslında kendi hayatımın anlamını da arıyor olmam!
İşte böyle… Kaz Dağı kimin? Senin, benim, herkesin. Sonuçta, Kaz Dağı, bizim için bir soru ve cevaptan çok daha fazlası.