İçeriğe geç

Aristo neden demokrasiye karşıydı ?

Aristo Neden Demokrasiye Karşıydı?

Herkesin bildiği gibi, Aristo büyük bir filozof, felsefeye ve düşünceye katkıları saymakla bitmez. Ama ne yazık ki, bizim Aristo’yu daha çok “Demokrasiye karşıydı” diye hatırladığımız bir gerçek var. Peki, bu kadar meşhur bir düşünür neden halk yönetimini eleştirmişti? Hadi bunu biraz derinlemesine inceleyelim. Kendimce düşündüm de, belki biraz da Aristo’nun fikirlerinin bugün hala nasıl geçerli olduğu hakkında kafa yorabiliriz.

Aristo’nun Demokrasi Anlayışı

Öncelikle Aristo’nun demokrasiye karşı duruşunun temel nedenlerine bakalım. Aristo, Antik Yunan’daki devlete dair düşüncelerini eserlerinde sıkça dile getirmişti. En bilinen eserlerinden biri olan “Politika”da, yönetim biçimlerini sınıflandırır ve demokrasiyi “kötü bir yönetim biçimi” olarak tanımlar. Ama neden? Aristo’ya göre, demokrasi, halkın egemenliğine dayalı olduğu için, bireylerin çıkarlarını ve kişisel arzularını devletin yararının önüne koyar. Demokrasilerde her vatandaş, doğru ve yanlış arasındaki farkı her zaman ayırt edemez. Bu da halkın, deneyimsiz ve bilgisiz bir şekilde kararlar almasına yol açar. Yani, halkı değil de, bu halkı yönetenlerin bilgi ve deneyim sahibi olması gerektiğini savunuyordu.

Bugünün Demokrasisiyle Aristo’nun Görüşleri

Bugün, demokrasi bir bakıma bizim için herkesin sesi duyulabilen, özgür iradenin ve bireysel hakların ön planda olduğu bir sistem. Ama ben kendi hayatımdan örnek vermek gerekirse, bazen, Aristo’nun endişelerini anlamam çok zor olmuyor. Hani, bazen gerçekten halkın tüm bilgisiyle büyük kararlar verdiğini düşündüğümde, “Yahu, bu kadar kişi aynı konu hakkında ne kadar doğru karar verebilir ki?” diye içimden geçiyor. Aristo’nun ‘halk her zaman en doğru kararı veremez’ düşüncesi aslında bu kadar da eski bir fikir değil. Bugün bile siyaset, ekonomik krizler ya da toplumlar arasındaki büyük anlaşmazlıklarda halkın verdiği kararların etkilerini görmüyor muyuz?

Halkın Bilgisizliği Üzerine Düşünceler

Aslında Aristo’nun eleştirileri daha çok halkın bilgisizliği üzerine odaklanıyordu. Hangi vatandaşa sorsanız, genellikle herkesin demokratik hakları ve seçimlerde oy kullanmanın önemli olduğunu söyleyecektir. Ama tam da burada Aristo’nun eleştirisi devreye giriyor. Halkın çoğu zaman kendine en faydalı olanı değil de anlık çıkarlarını gözeterek kararlar verdiğini savunuyordu. Bunun sonucunda da, toplumun tamamının iyiliği genellikle göz ardı edilirdi. Hatta bugün bazen, seçimler sonrası ülkedeki yönetim değişikliklerinin de Aristo’nun dediği gibi kısa vadeli çıkarlarla şekillendiğini düşünmüyor muyuz?

Aristo ve “En İyi Yönetim Biçimi”

Aristo’nun demokrasiye karşı olduğu kadar savunduğu bir yönetim biçimi vardı. O da “aristokrasi” idi. Aristo, en iyi yönetimin bilgili, erdemli ve iyi yetişmiş kişilerden oluşan bir sınıf tarafından yapılacağına inanıyordu. Hadi, dürüst olalım, böyle bir yönetim modelini düşündüğümüzde belki de “Aristo haklı olabilir mi?” diye sorgulamak çok da mantıksız gelmiyor. Ne de olsa, sürekli yanlış yönlendiren, sorumsuzca hareket eden bir halk yerine, belli bir bilgi birikimine sahip insanlar toplumları daha doğru yönetebilir gibi geliyor bazen. Ama burada da yine sorulması gereken soru şu: Bu ‘bilgili kişiler’ gerçekten halkın çıkarlarını savunacak kadar dürüst mü?

Günümüz Demokrasi Anlayışında Aristo’nun Yeri

Şimdi gelelim, günümüz demokrasilerine Aristo’nun bakış açısını biraz yansıtmaya. Bugün demokrasi, çoğu kişi için eşitlik, özgürlük ve bireysel haklar demek. Ancak Aristo’nun dediği gibi, çoğu zaman halkın bilgi eksiklikleri ve anlık çıkarlar peşinden gitmeleri, toplumsal sorunlara yol açabiliyor. Bir örnek vereyim, diyelim ki seçimler sırasında adayların vaatleri genellikle ne kadar gerçekçi, ne kadar uzun vadeli düşünülmüş? Çoğu zaman halkın kararları, daha çok duygusal ve kısa vadeli olarak şekilleniyor. Burada Aristo’nun uyarıları aslında hala geçerliliğini koruyor.

Demokrasinin Geleceği

Şimdi, demokrasinin geleceğine bir bakalım. Aristo’nun zamanındaki demokrasiyle günümüz demokrasisi arasında dağlar kadar fark var. Ama bir noktada, onun fikirleri hala bizimle. Özellikle halkın doğru kararlar almadığı durumlar, seçimler sonrası toplumda yaşanan kafa karışıklığı, yozlaşmış liderlik gibi meseleler, Aristo’nun demokrasiye karşı olma sebeplerini bir kez daha sorgulamama yol açıyor. Gelecekte, daha eğitimli ve bilinçli bir toplumun etkisiyle, belki de demokrasiye olan bakış açımız tamamen değişir, kim bilir?

Sonuçta Ne Olacak?

Aristo’nun demokrasiye karşı çıkışı, biraz da onun dönemin koşullarındaki toplumları ve yönetim anlayışlarını eleştiren bir duruştu. Ancak bu fikirler, günümüz dünyasında da çeşitli şekillerde tartışılıyor. Bugün demokrasi, herkesin söz hakkı olduğu bir sistem olarak kabul edilse de, bazen halkın bilinçsizce verdiği kararlar, Aristo’nun eleştirilerindeki gibi sorunlara yol açabiliyor. Sonuçta, demokrasi her zaman mükemmel bir sistem olmayabilir, ama bu da demokrasinin varlık amacını ortadan kaldırmaz. Her dönemde, her toplumda, daha bilinçli bir halk, daha iyi bir yönetim anlayışı gereklidir. Belki de Aristo’nun bakış açısını günümüzle harmanlayarak, daha ideal bir yönetim şekli yaratabiliriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
hiltonbet giriş